İran Dışişleri Bakanı Arakçı, İran’ı ABD askeri saldırganlığına ve İsrail’in saldırılarına karşı koruyacaklarını belirtti
22 Haziran 2025
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçı, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerini hedef alan saldırısına ilişkin, “İran İslam Cumhuriyeti, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik acımasız askeri saldırısını en güçlü şekilde kınamaktadır” dedi. Bakan, İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi (İİT DBK) 51. Oturumu kapsamında düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçı, “İran’ı sadece ABD askeri saldırganlığına karşı değil Siyonist rejimin saldırılarına karşı da koruyacağız” dedi.
ABD güçlerinin aniden İran nükleer tesislerine yönelik saldırısıyla karşı karşıya kaldıklarını belirten Arakçı, “İran İslam Cumhuriyeti, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik acımasız askeri saldırısını en güçlü şekilde kınamaktadır” dedi. Arakçı, ülkesinin “her tür aracı kullanarak” halkının egemenliğini, topraklarını ve güvenliğini korumaya devam edeceği mesajını vererek, “İran’ı sadece ABD askeri saldırganlığına karşı değil Siyonist rejimin yasa tanımayan saldırılarına karşı da koruyacağız.” ifadesini kullandı, “İran’ın Birleşmiş Milletler Şartı ve ilgili maddeleri çerçevesinde yasal bir biçimde, meşru bir biçimde kendini koruma hakkı vardır ve İran bu çerçevede güvenliğini ve güvenlikle ilgili çıkarlarını ve halkını korumak için her türlü tedbiri alacaktır” dedi.
Arakçı, diplomasi kapısının her zaman açık tutulması gerektiğini söyleyerek, “Ancak şu anda durum bu değil. Ülkemiz, bir saldırı altında, bir saldırgan tutumla karşı karşıya ve bizim buna kendimizi koruma hakkımız çerçevesinde cevap vermemiz gerekiyor ve biz bunu ihtiyaç duyduğumuz oranda ve gerekli olduğu oranda yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Rusya’nın tutumuna ilişkin soruya yanıt veren Arakçı, “Ben bu öğleden sonra Moskova’ya gidiyorum. Yarın sabah Başkan Putin’le (Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin) bir toplantım olacak. Rusya, İran’ın dostudur. Stratejik bir ortaklık var iki ülke arasında. Her zaman birbirimize danışıyoruz, pozisyonlarımızı koordine ediyoruz” diye konuştu.
Arakçı, ABD ve Siyonist rejimin nükleer tesislere saldırılarına ilişkin, “Bence burada diplomasi taraftarı olmadıklarını kanıtladılar ve sadece tehdit ve güç dilinden anladıklarını gösterdiler ve bu çok üzücü bir durum.” ifadelerini kullandı. Müzakerelere ilişkin soruya Arakçı, “Burada İran’a ‘Diplomasiye geri dön’ çağrısında bulunmanın aslında şu anda çok bir anlamı yok çünkü biz zaten diplomatik sürecin ortasındaydık. ABD ile müzakereleri sürdürüyorduk” yanıtını verdi. Arakçı, ABD’nin saldırısına karşı ne yapacaklarının sorulması üzerine, “Önümüzde bir dizi seçenek var. Bu kadar söyleyeceğim” diye konuştu.
Bakan Arakçı, Cenevre’de İran ile Fransa, İngiltere ve Almanya (E3) dışişleri bakanları ve AB Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas arasındaki toplantıdan geldiğini belirterek, İstanbul’da son derece verimli toplantılar gerçekleştirdiğini söyledi. İstanbul’da mevkidaşlarıyla farklı inisiyatif ve fikirleri değerlendirdiklerini anlatan Arakçı, ABD’nin İran’daki nükleer tesislere saldırısına ilişkin, “Bu, son derece acı ve daha önce hiç görülmeyen bir ihlaldir. BM Şartı, uluslararası hukuk ve temel ilkeler ihlal edilmiştir. Bu konuda Washington’daki kanunsuz ve kanun tanımayan idare, tek başına bu tehlikeli sonuçlardan sorumludur. Bu saldırgan tutumun sonuçlarından da ABD idaresi sorumlu olacaktır.” dedi.
Dışişleri Bakanı, bir BM üyesinin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine yönelik saldırının “soykırım uygulayan rejimle” birlikte düzenlendiğine işaret ederek, “Burada bir kez daha ABD tarafının İran’ın barışçıl halkına karşı duyduğu düşmanca düşünceyi ve fikirleri ortaya koymuştur.” diye konuştu. Ülkesinin hiçbir şekilde egemenliklerinden vazgeçmeyeceğini vurgulayan Arakçı, “İran İslam Cumhuriyeti, İran’ın topraklarını, egemenliğini, güvenliğini ve halkını korumaya devam edecektir.” dedi.
Arakçı, bu saldırının sadece BM Şartı’nı değil aynı zamanda ülkelerin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine karşı güç kullanımıyla ilgili maddesini de ihlal ettiğini dile getirdi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ABD’nin İran’daki nükleer tesislere saldırısını kınadığını aktaran Arakçı, “ABD’nin daimi üyesi olduğu BM Güvenlik Konseyinin bu konudaki küresel kitle imha silahlarından arındırma rejimine yapmış olduğu ihlal ne kadar vahimdir? Bunu kelimeler ifade edemez.” diye konuştu.
Arakçı, uluslararası hukukun bu ihlali karşısında “acil ve kararlı” faaliyete geçirilmesi için BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansına (UAEA) ve diğer uluslararası kuruluşlara çağrıda bulundu. BM Güvenlik Konseyinin ABD’nin “saldırgan tutumu” nedeniyle Washington yönetimini kınaması ve uluslararası hukukun ihlalinden sorumlu tutması gerektiğine işaret eden Arakçı, “Bu tür bir saldırganlık karşısında sessiz kalmak, dünyayı daha önce hiç görmediğimiz bir tehlike ve kaos seviyesine getirecektir.” ifadesini kullandı.
Arakçı, “UAEA’nın ve direktörünün bu savaşı destekleyen taraflarla ilgili olarak sunduğumuz kanıtları incelemesi gerekmektedir. Bu konudaki kanıtlar, şimdi çok daha vahim hale geldi. Biz, UAEA’nın yönetim kurulunun acilen toplanması ve hukuki sorumluluğunu yerine getirerek bu tehlikeli ABD saldırısıyla ilgili değerlendirme yapmasını talep etmekteyiz.” diye konuştu.
Ülkesindeki tüm nükleer çalışmaların UAEA’nın kontrolü çerçevesinde gerçekleştirildiğinin altının çizen Arakçı, şu değerlendirmede bulundu: “Dünya şunu unutmamalı: Diplomatik bir sonuç ortaya koymak için çözüm sürecindeyken diplomasiye ihanet eden Amerikan tarafıdır. Siyonist rejimi destekleyerek bu yasa dışı savaşı desteklemektedir. Bu tür kötü tutumlar yetmemiş olacak ki ABD, şimdi çok daha tehlikeli bir askeri operasyona girişti ve İran halkına karşı bir operasyon gerçekleştiriyor. Bunu yaparken Amerikan idaresinin sonuçlarda tek ve tam kapsamlı sorumluluğunun olduğunu ifade etmek istiyorum.”
Arakçı, saldırılarda ülkesinde ne kadar hasar oluştuğuyla ilgili kesin bilginin bulunmadığını, bunun önemli olmadığını, nükleer tesislere saldırının “affedilemez” uluslararası hukuk ihlali olduğunu ve mutlaka kınanması gerektiğini vurguladı. Mevkidaşlarıyla geçmişte yaptığı görüşmelerde muhataplarının endişeli olduğunu kaydeden Arakçı, Siyonist rejimin saldırgan tutumuna karşı son vermek için desteklerini ifade ettiklerini söyledi.
Arakçı, ülkesinin diplomatik sürecin zaten içinde olduğunu ancak askeri saldırıya uğradığını vurgulayarak, ABD’yi diplomasi ve müzakereye ihanet etmekle suçladı. ABD’nin herhangi bir uluslararası hukuk kuralına saygı duymadığını söyleyen Arakçı, “Şu ana kadar ihlal etmedikleri hiçbir kırmızı çizgi yok. En sonu ve en tehlikelisi ise dün akşam gerçekleşti. Son derece önemli bir kırmızı çizgiyi geçmiş oldular, bir nükleer tesise saldırarak. Ben artık diplomasi için geriye ne kadar alan kaldı, bilmiyorum.” dedi.
Arakçı, BM şartlarına hasar verildiğini belirterek, diplomasi için ne kadar alan kaldığını görmeye çalışarak karar vereceklerini dile getirdi. ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’ın barışı kabul etmesi gerektiği yoksa gelecekteki saldırıların daha büyük olacağı yönündeki ifadelerine ilişkin Arakçı, bunun net bir tehdit olduğunu, ülkesinin yanlış bir şey yapmadığını ve tüm uluslararası toplumun buna yanıt vermesi gerektiğini söyledi.
Arakçı, ülkesinin nükleer programına ilişkin suçlamaların yanlış ve hatalı olduğuna işaret ederek, “Yanlış ve hatalı bir suçlamadan dolayı İran’ın nükleer silah arayışında olduğuyla ilgili haksız suçlamayla ilgili olarak neden İran bedel ödüyor? Biz 20 yıldır bu programımızın barışçıl olduğunu ve barışçıl kalacağını göstermeye çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı. Konuyla ilgili geçmişte yürütülen müzakereler ve anlaşmaya değinen Arakçı, ABD’nin bundan çekildiğini ve ülkesini tehdit etmeye başladığını söyledi.
İran’ın nükleer bir süper gücün saldırısı altında olduğuna dikkati çeken Arakçı, bazı Batılı ülkelerin Siyonist rejim’e desteğine ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in “Bu, İsrail’in hepimiz için yaptığı kirli iş” ifadesine ilişkin “Alman Şansölyesi’nin de ifade ettiği gibi Siyonist rejimin kirli, pis bir işi yapıyor olması çok üzücü. Bir taraftan da bu kirli, pis işi destekliyorlar. Bu, utanç verici. İşgalci devletin pis bir iş yaptığını biliyorlar ve destekliyorlar. Siyonist rejim’e bunu yapması için her hakkı tanıyorlar, buna Siyonist rejimin ‘kendini savunması’ diyorlar. Bu, gerçekten utanç verici.” ifadelerini kullandı