Soykırımcı hükümetin alıkoyduğu Sumud Filosu’ndaki aktivistler ve Greta Thunberg’in gözaltında kötü muameleye maruz kaldığı belirtildi.
5 Ekim 2025
İsrail askerlerinin uluslararası sularda el koyduğu Küresel Sumud Filosu teknelerinde yer alan 36’sı Türk, 137 aktivist İstanbul’a getirildi. Aktivistler sağlık kontrolünün ardından bilgi sahibi sıfatıyla ifade verdi. Baskınlar ve gözaltında yaşadıklarını anlatan aktivistler, Küresel Sumud Filosu’nun yolcularından olan İsveçli iklim eylemcisi Greta Thunberg’in işkenceye maruz kaldığını ifade etti.
İsrail’in alıkoyduğu Kürsel Sumud Filosu’ndaki iklim aktivisti Greta Thunberg’in gözaltında kötü muameleye maruz kaldığı belirtildi. İsrail güçlerinin Thunberg’i bayrak tutmaya zorladığı da öne sürüldü. Thunberg, filonun amiral gemisi Alma’ya düzenlenen baskın sonrası gözaltına alınıp sınır dışı edildi. 22 yaşındaki aktivist, İsveçli yetkililere, İsrail’de gözaltında sert muameleye maruz kaldığını aktardı.
İsveç Dışişleri Bakanlığı’nın Greta Thunberg’e yakın kişilere gönderdiği bir elektronik postada kötü muameleye dair bilgi verildi. Hapishanede aktivisti ziyaret eden İsveçli bir yetkili, Thunberg’ın tahtakurularıyla dolu bir hücrede, yetersiz yiyecek ve su ile tutulduğunu aktardı. Filonun yolcuları arasında yer alan ve Türkiye’ye getirilen diğer aktivistler de Thunberg’in uğradığı kötü muamelenin tanıkları arasında.
İtalyan gazeteci Lorenzo Agostino “İki günden fazla süre boyunca temiz su vermediler. Her fırsatı değerlendirip hepimizi aşağıladılar. Greta Thunberg, sadece 22 yaşında cesur bir kadın. Aşağılanarak İsrail bayrağına sarıldı ve bir ödül gibi sergilendi. Gerçekten barbarca bir yerde olduğumu hissettim ve bu barbarlığın bir an önce sona ermesini umuyorum.” ifadelerini kullandı.
Gazeteci Ersin Çelik ise “Greta’ya çok ağır işkenceler yaptılar gözlerimizin önünde. Greta’ya zulmettiler, küçücük çocuk daha Greta. Onu süründürdüler, İsrail bayrağını öptürdüler. Naziler ne yaptıysa aynısını yaptılar.” dedi.
Bir aktivist de Thunberg’in yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ona gerçekten çok kötü davrandılar. Sırada ondan üç kişi öndeydim; onu çok sert bir şekilde itip odaya soktular. Sonra İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir geldi ve onunla birlikte odaya girdi.ona bir çöp parçasıymış gibi davrandılar.”
İsrail ordusu, 1 Ekim’de ablukayı kırmak ve Gazze’ye yönelik insani yardım götürmek üzere yola çıkan Küresel Sumud Filosu’na saldırmış ve tekneler ile aktivistleri yasa dışı şekilde alıkoymuştu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, saldırının ardından uluslararası sularda Türk vatandaşlarının alıkonulmasına ilişkin “Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ndeki düzenlemeler”, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 15. maddesindeki yetki kuralları ve Türk Ceza Kanunu’nun 12. ve 13. maddelerindeki görev kuralları çerçevesinde “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması”, “nitelikli yağma”, “mala zarar verme” ve “eziyet” suçlarından soruşturma başlatmıştı.
Sumud Filosu’ndaki aktivistler İsrail’in kendilerine uyguladığı şiddeti anlattı
İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulduktan sonra Türkiye’ye dönüşleri sağlanan Küresel Sumud Filosu’nda yer alan aktivistler, yaşadıklarını anlattı.
İsrail’in alıkoyduğu aktivistleri Türkiye’ye getiren THY uçağı İstanbul’a ulaştı
Küresel Sumud Filosu teknelerinde yer alan, aralarında 36’sı Türk, 23’ü Malezyalının olduğu toplam 137 kişi İstanbul’a geldi.
İsrail’in saldırarak alıkoyduğu Sumud Filosu’ndaki aktivistler Türkiye’de
İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulduktan sonra Türkiye’ye dönüşleri sağlanan Küresel Sumud Filosu’nda yer alan aktivistler, İsrail’in filodaki teknelere saldırısında yaşadıklarını ve alıkonuldukları süreçte maruz kaldıkları fiziksel ve psikolojik şiddeti anlattı.
Küresel Sumud Filosu’nda yer alan gazeteci Ersin Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail’in kendilerine insanlık dışı muamelede bulunduğunu söyledi.
Hem fiziksel hem de psikolojik şiddete uğradıklarını kaydeden Çelik, “Bazı arkadaşlarımızı yaraladılar, yemek vermediler, su vermediler, onların artıklarını içmemizi istediler, kabul etmedik. Neticede devletimiz bizi getirdi. Ablukayı kaldırdığımızı düşünüyoruz çünkü İsrail’de moraller çok bozuk. İnanılmaz öfkeliler, ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bütün dünyanın onlardan nefret ettiğini görmeye başladılar. 3 gün önce ablukayı kırdık ve kırılmanın etkisini 3 gün boyunca İsrailli siyonist askerlerin ve polislerin yüzlerinden net şekilde okuduk.” diye konuştu.
Aktivistlerden Siyer Vakfı Kurucu Başkanı Muhammed Emin Yıldırım Gazze’deki soykırıma dikkati çekmek için Sumud Filosu’na katıldığını belirterek, “Belki Gazze’ye varamadık ama Gazze’nin sesini dünyaya duyurmak adına bir adım oldu. Yüreklerimizde Gazze’ye varamamanın bir kırgınlığı var ama nihayetinde bu ses dalga dalga yükselecek ve inşallah İsrail’in soykırımının sonunu göreceğiz.” ifadelerini kullandı.
Yıldırım, İsrail tarafından insani bir davranış görmediklerini aktararak, “Gemilerimizi ablukaya aldılar sonraki süreçlerde de çok aşağılanmalara maruz bırakıldık. Yaşadıklarımızı görünce, yıllardır Filistinlilerin neler yaşadığını biraz daha iyi anlamış oluyoruz. Normal bir su bile vermediler. 3 gün boyunca içme suyundan mahrum bırakılacak şekilde, ibadet haklarımıza engel olacak tavırları vardı. İsrail’in şimdiye kadar yaptıklarına yakışır bir tavırla karşı karşıya kaldık.” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in alıkonuldukları yere geldiğinde rezil olduğunu kaydeden Yıldırım, “İnsanlar, yüzlerine karşı terörist olduklarını söylediler. Asıl teröristin Gazze’de soykırım yapanlar olduğunu söylediler. Hiçbir şey söyleyemeden çok kızgın ve rezil olmuş şekilde orayı terk etmek zorunda kaldı.” dedi. Yıldırım, ülkesine döndüğünden mutlu olduğunu vurgulayarak, yetkililere de teşekkür etti.
Aktivistlerden Prof. Dr. Haşmet Yazıcı da duygularını, “Gazze’ye gitmek nasip olmadı. İsrail bizi uluslararası sularda alıkoydu ve 3 gün kadar bize terörist muamelesi yapıp, hapishanede kalmak mecburiyetinde bırakarak fiziksel ve psikolojik mobinge maruz bıraktı. Allah razı olsun devletimiz bizi oralardan aldı.” diyerek ifade etti. Yazıcı, her gemide aktivistlere farklı muameleler yapıldığını bazı arkadaşlarının 16 saat boyunca plastik kelepçelerle yolculuk etmek zorunda kaldığını dile getirdi.