MEB’in Siyonist şarkıcıya konser izni

Yazarımız Süleyman Nazif Kalaycı Sefarad müziği yapan şarkıcının Türkiye’de vereceği konserin gelen halk tepkileri ardından iptal edilmesini yazıyor

MEB’in Siyonist şarkıcıya konser izni

14 Mayıs 2025   Süleyman Nazif Kalaycı

Ailesi Türkiyeli olmasına rağmen soykırımcı ülkeye yerleşen, burada Endülüs Yahudi kültürüne uygun Sefarad İspanyolcası olan Ladino dilinde müzikler yapan Tel Aviv’li şarkıcı Yasmin Levy’nin 15 Mayıs’ta Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı salonda vereceği konser toplumda tepkilere neden olmuş.

Bazı sosyal medya kullanıcıları Yasmin Levy’nin İsrail ordusunda aktif görev alan ve İslam düşmanı soykırımı savunan bir söylemle etrafına takipçi toplamış keskin nişancı Noam Zizi adlı bir sadisti sosyal medyada takip ettiğini bulmuşlar, haklı olarak daha da öfkelenmişler.

İsrailli şarkıcı Yasmin Levy’nin 15 Mayıs’ta Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Ankara Beşevler MEB Şura Salonu’nda vereceği konseri, tepkiler ardından bakanlık tarafından iptal edilmiş.

Gerçekten de devletin en çok personel çalıştıran, bütçeden en çok pay alan kolu olan Milli Eğitim Bakanlığı personelinin böyle bir konsere baştan nasıl izin verdikleri sorusu hala geçerliliğini korumakta.

Ankara Beşevler’deki MEB Şura Salonu yöneticileri ve planlamacıları Siyonist rejimden gelen Yasmin Levy adlı Ladino dilinde şarkı söyleyen birinin soykırımın devam ettiği ve Suriye’de Türkiye’ye saldırmakla tehdit ettiği bir dönemde Tel Aviv Ben Gurion hava limanından kalkıp “Ankaralılarla buluşmasına” kimlerin nasıl izin verdiği önemli.

Milli Eğitim Bakanlığı 22 yılı aşkın AK Parti iktidarında, cumhurbaşkanının 2016 yılı sonunda kendi ifadesiyle diğer bakanlıklarda gsöterilen başarının gösterilmediği bir bakanlık. Hem de bu sayılardaki, verilerdeki, çıktılardaki çok büyük artışa rağmen.

Çünkü kadrolar aynı. Zihniyet aynı. Ürettiği gençlik gezici gençlik. “Bu ülke bana ne verdi ki” diyerek devletin milyonlarca liralık eğitim yatırımna rağmen sağlık  diplomalarını toplayıp ilk fırsatta iki kuruş fazla kazanacağı Almanya’ya sığıntı giden gençlik. Dövmeli gençlik.

Milli Eğitim Bakanlığı, mataryalist müfredatıyla, lakayıt ders geçme sistemiyle, oturduğu yerden maaş alan kolaycı öğretmenleri içinde barındırmasıyla, ülkedeki en büyük lobinin baskısıyla her iktidar döneminde neredeyse her eğitim fakültesi mezununu istihdam etmesiyle bir sorun.

Her dönem atama atama diye bir hakkın altında halk eziliyor, ihtiyaç olmamasına rağmen, 100 bin kişiyi ömür boyu maaşa bağlayıp durumu kurtarıyoruz. Yoksa sokaklara çıkarlarmış.

Türk toplumunun içinde kimsenin islah edemediği, geçen sene Bilal Erdoğan bile bahsettiğinde anında üstüne çullanıldığı, her iki üç yılda bir bakan çiğneyip tüküren,  Osmanlı’daki Yeniçeri Ocağı gibi sorun arz ediyor.

Eğitim lobisi silahlı olmadığı için pek çok iktidar, bunu bir tehdit olarak görmüyor, “ah sevgili öğretmenlerimiz” yaklaşımıyla, oluşumu dönüştüremiyor. Aşırı sol kadrolar duruma hakim.

Sonuçta ortaya çıkan sadece gelişkin değil aynı zamanda en geri ülkelerdekinden daha geri yabancı dil eğitimi, üniversite sınavlarında sıfır puana yakın ortalamalar, iki soruyla meslek edinenler, doğru dürüst eğitim almadan öğretmen mesleğine yükselenler, devletin ona verdiği yatırımların karşılığını vermeden gavuristana kaçanlar.

Toplumda eğimin ağırlığını Anadolu halkının kadim tarihinden kalan neyse o yapıyor. Okullarda verilen negatif.

Sokaklarda ben Türk değilim diyen Türk öğrenimi mahsülleri, ben gey oldum galiba diyen veletler, lay lay lom öğretmenleri, kreşlerde sapıklık övgüsü, deistleşen gençlik, boğazına göz kapağına dövme yaptırmakla popülerlik kazanan çocuklar.

Bu manzarayı imal eden Milli Eğitim Bakanlığımızın yetkili personelinin Tel Aviv’den gelen Siyonist’e sosyal medya tepkisi gelmedikçe “buyrun devlet imkanlarımız emrinizde” demesinde bir tutarsızlık bulunmamakta.

Tabii 22 yıldır bu bakanlığı Full Bright zihniyetine rağmen kağıt üstünde yöneten AK Partimizin kabahati yok.

Gelip giden sekiz bakanımız Mahmut Özer, Ziya Selçuk, İsmet Yılmaz, Nabi Avcı, Ömer Dinçer, Nimet Çubukçu, Hüseyin Çelik, Erkan Mumcu’nun da kabahati yok.

Sert bakışlı mevcut milli eğitim bakanımızın da yok.

Kısaca Milli Eğitim Bakanlığı memurlarının yaptığı ihmalde tutarsız taraf yok. O zihniyetin izleri her yerde.

Bakanlıkta, öğretmen yetiştiren eğitim fakültelerinde, devletin adam yerine koyduğu STK ve platformlarda, Cumhurbaşkanlığı eğitim politikaları kurulunda.

“Bırak savunma sanayii, teknoloji, ulaştırma, imar sıçramaları yaptıklarını sansınlar. Yuları bizim elimizde” diyen mahfil Milli Eğitim Bakanlığı’nda hala hakim.

İsrailli Şarkıcı Yasmin Levy'nin MEB Şura Salonu'ndaki konserine tepki  büyüyor!

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.