Papalık seçiminin haftaya başlayacak olması üzerine yazarımız Ali Ulvi Altınsoy konuyu değerlendirdi
30 Nisan 2025 Ali Ulvi Altınsoy
Dünyada bir buçuk milyara yakın üyesi olan Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devletinin Başkanı Papa Françesko ünvanlı Roma paşpsikoposu Arjantinli papaz Bergoglio’nun 21 Nisan’daki ölümü ardından mezhebin merkezi olan Vatikan’da yeni papayı belirlemek üzere Sistin şapeli içinde düzenlenecek adına Konklav denen kapalı seçimin 7 Mayıs 2025 Çarşamba sabahı başlayacağı, 267. papanın bu seçimle belirleneceği duyuruldu.
Cenaze töreninden sonraki 9 günlük yas dönemi 7 Mayıs’ta bitiyor ve seçmler başlıyor. Cenazeyi de yöneten Kardinaller Meclisi Dekanı İtalyan Kardinal Giovanni Battista Re’nin başkanlığında yapılacak Konklav’a 135 Kardinal katılacak. 90 oy alan Kardinal yeni Papa seçilecek. Seçilene kadar kardinallerin bir başka yere gitme özgürlüğü bulunmuyor. Şapelden misafirhaneye misafirhaneden şapele. Neyse ki şapel, dünyanın en ünlü sanat eserlerinden Michelangelo’nun freskolarıyla bezenmiş ve iç karartıcı deği. Öte yandan aşırı yaşlıların acil durumu olur, hastaneye giderler, sisysi entrikalar ifşa olur diye 80 yaş üzerindeki kardinaller seçimlere davet edilmemekte.
Her birinde bacadan siyah duman verilerek sonuçsuz olduğu halka bildirilen turlardan sonra üçte iki çoğunluğu sağlayan seçim olunca bacadan beyaz duman verilerek duyuru yapılacak. Ancak çağımızda medya şirketleri bunu bir kaç dakika erken uyurarak büyük paralar elde etmek amacıyla daha önceden gerek kardinaller gerekse Sistin Şapeli’ndeki görevli papaz ve rahibelerle iletişimlere başladıkları bildirilmekte.
Seçilecek kişi bizi de ilgilendirmekte. Papa sadece bir mezhebin lideri değil aynı zamanda muazzam siyasi etkiye sahip bir kişi. ikiyüz yıl kanımızı emen, illerimizi ve Kudüs’ü işgal eden Haçlılar, Papa’nın Türklerin bozguna uğratılması yönündeki mektubu üzerine toplandı.Osmanlı devletinin yok olmasına yaklaştıran Niğbolu, İkinci Kosova, Varna gibi muharebeleri sadece organize eden değil bizzat içinde de bulunan papalık yetkilileri vardı. 1683 Viyana muhasarası bozgunu ardından gelen 16 yıl savaşlarında Papa yine koordinasyon yapmış, bizzat askeri kuvvetler yollamıştır. Kısaca Papalık makamı gerek Selçuklu gerekse Osmanlı döneminde Türkiye’nin geleneksel bir hasmıdır.
Ancak Türklere karşı bu hasmane tavır sadece askeri operasyonlar ve stratejik ittifaklarla sınırlı da değildir. En son papa olan İtalyan asıllı Arjantinli eskiden batakhane önünde sarhoş müşterileri döven sonradan Türk ve Müslüman düşmanlığıyla ünlü Cizvit tarikatına giren ölmüş Bergoglio, sevimli görünümünün ardından Türkiye’yi arkadan hançerleme operasyonu olan Ermeni Soykırımı operasyonunda bu temelsiz safsataları ilk kez tanımış, ardından Ermenistan’a gidip onlarla beraber sözde soykırım anıtı önünde yain yapmıştı. Françisko ünvanlı Bergoglio’nun Balkanlarda Hristiyanlarca soykırıma uğrayan milyonlarca Müslüman Türk için ya da Ermenilerin Doğu Anadolu’da soykrııma başladığı Müslümanlar Türk ve Kürtler ve hatta Yahudileri için gözyaşı akıttığını görmedik.
Papalık makamına kağıt üzerinde ona bağlı Cizvitler gibi tarikatların ana amacı İslamiyeti yeryüzünden silmektir. Ölen papanın mensubu olduğu Cizvit tarikatı İspanya’da 800 yıl yaşamış, yerel Hristiyanlara şefkat göstermiş Endülüs Müslümanlarını işkencelerle ve baskılarla Hristiyanlaştırma amacıyla kuruldu. Engizisyon döneminde elde ettiği hastalıklı başarıların ardından bunu bir Müslüman ükesi olan ancak zamanla Hristiyanlaştırılan Filipinlerde, Güney Amerika’da ve Afrika’da da uyguladı. Oralardaki Müslümanların gizli gizli dinlerini evlerinin içinde yaşamalarına bile izin vermeyerek bir istibdat ve istihbarat sistemi kurdu. Örneğin eski Arjantin cumhurbaşkanı Menem bile aile içinde evde gizli Müslümanken bunu dile getirmekten, laik bir devlette bile korkuyordu, ancak ölümünden sonra çocukları onu Müslüman mezarlığına gömebildiler.
FETÖ’nün gittiği ülkelerde altyapısını önceden hazırlayan ve ona her desteği sunan Cizvit tarikatı küresel bir istihbarat örgütü ve Türkiye’de de operasyonları bulunuyor. Cizvitlere benzer ancak Masonlarla da ortak yanları bulunan Opus Dei teşkilatı da Papalığa bağlı. Selçuklu, Eyyubi ve Osmanlı’nın geleneksel düşmanı olan Rodos ve Malta Şövalyeleri lakaplı, Birleşmiş Miller üyeliği bulunan yegane tarikat olan ve şu anda dünya finans piyasasında önemli güçlerden biri olan Aziz Yahya Şövalyeleri de Papalığa bağlı kollar arasında. Yüzyıllarca Müslümanlara karşı istihbarat, dezenformasyon, İslamsızlaştırma çalışmalarında uzmanlaşmış bu sistemlerin de koordinatörü yeni seçilecek papa olacak. Örneğin gerek Arnavuttluk, Kosova ve Makedonya gerekse Türkiye’deki Arnavutların İslamiyetten Katolikliğe çevrilmesi konusunda gerek sagada gerek siber uzayda önemli bir mücadele var. Bunlara ülkemizde insani yardım, tıbbi tedavi gibi alanlarda tanınan Katolik inancına sahip İslam düşmanlarını da ekleyebiliriz. Her mutaassıp Hristiyan gibi bunlar Müslümanlığın ve Türk devletinin ortadan kalkması için her operasyonu yürütmektedir.
Dolayısıyla seçilecek yeni papa bizim için önemlidir. Katolik papazlarında eşcinsellik ve yaygın çocuk tecavüzüne serbesti taşıyacak olup olmaması, Satanizme destek verip vermemesi, dünyadaki sapık örgütleri ve ülkemizdeki İstanbul Sözleşmeci sapıklık yanlıları için belirleyici olacaktır. Cizvitlere gaz verip, FETÖ’ye desteği devam ettirip ettirmemesi de Türkiye için önemlidir. Ermeni Soykırım yalanı bayraktarı olup olmayacağı, Türk düşmanlığına destek verip vermeyeceği, şu an giderek ana düşmanımız haline dönüşen Yahudş devleti ve Müslüman soykırımlarına dolaylı yoldan destek verip vermeyeceği de hepimiz için önemlidir.
Kısaca Bergoglio misali birinin gelmesi, Türk ve İslam dünyası için sakıncalıdır. Türkiye’nin konuyu takip etmesi ve devamında da bu konuyu gündeminde tutması lazımdır. Monşerlerden bunu bekleyemeyeceğimize göre, sağduyu sahibi kesimler bunu gündemde tutmalı ve kafa yormalıdır.