Sadık Uslu, bu yazısında hızla insanlığın düşünce yapısına giren Yapay Zeka’nın topluma sunduklarını yanında oluşturduğu tahribatı ele alıyor
28 Temmuz 2025 Sadık Uslu
Yapay zekâ (YZ), toplumun bilgiyle ilişkisini kökten değiştiriyor. Daha önce belirttiğim üzere, YZ toplum tabanında hızlı bir dönüşüm yaratırken, akademik düzeyde bu etki daha sınırlı kalıyor.
Akademisyenler ve bilim insanları için YZ, bilgiyi üretmekten çok, ifade etmeyi kolaylaştıran bir araç konumunda. YZ, akademik dünyada üretilen bilgileri olduğu gibi ya da farklı üslup ve biçimlerde işleyerek topluma sunuyor. Bu süreç, insanlığın bilgiye erişimini hızlandırarak donanımını artırıyor. Ancak, bu dönüşümün gölgesinde sistemik bir daralma ve zihinsel sığlaşma tehlikesi beliriyor.
Zamanla, YZ kullanımı yaygınlaşırken, web sitelerinin kullanımında belirgin bir azalma gözleniyor. İnsanlar, bilgi edinme alışkanlıklarını kütüphanelerden web sitelerine, oradan da YZ’lere kaydırdılar. Tıpkı kütüphanelerin yerini web sitelerinin alması gibi, kadim bilginin etkisinin daralmasına paralel bir zihinsel sıkışma, toplumsal düzende hâkim hale geliyor.
YZ’ler, bilgiyi erişilebilir kılsa da, bu süreçte bir tür sistemik embesilleşme riski ortaya çıkıyor.
Bilindiği üzere, YZ’lerin en önemli veri kaynaklarından biri web siteleridir. Ancak, kullanıcı davranışlarının YZ’lere kayması, web sitelerinin önemini yitirmesine ve bir bir kapanmasına yol açıyor. Bu durum, YZ’lerin beslendiği bilgi havuzunun giderek daralmasına neden oluyor. Web sitelerindeki durağanlık ve gerileme, bilgi iletişim sistemini bir kısır döngüye hapsediyor. Böylece dar alanda sıkışan YZ’ler, bu döngüde “bilgi dönüştürücü” araç olarak konsantre olurken, özgün bilgi üretimi sekteye uğruyor. Bilgi havuzu, her geçen gün kendini eksilterek sığlaşıyor.
YZ’lerin türev bilgi üretme süreçleri, dar ve bazen gerçek dışı projeksiyonlarla farklı algılara hitap ediyor. Gerçekliğin sınırlarını zorlayan, ancak ona en yakın ihtimalleri tutarlı bir şekilde bir araya getiren YZ’ler, farklı “yapay karakterler” üretiyor. Bilginin yorumlanma biçimindeki farklılıklar, zekâyı kişiselleştirerek karakterize ediyor. Bu, YZ’lerden sonra yapay karakterlerin oluşumuna zemin hazırlayan, de facto bir durum olarak öne çıkıyor.
Örneğin, bir YZ, aynı veri setinden farklı üslup ve bakış açılarıyla birden fazla “karakter” türetebiliyor. Bu karakterler, insan gibi düşünen, ancak insan olmayan varlıklar olarak karşımıza çıkıyor ve toplumsal algıyı şekillendirme potansiyeli taşıyor. “Singülarite” hedefiyle, yani teknolojik tekilliğe ulaşma amacıyla harekete geçirilen sistem, bu yapay karakterler üzerinden bölümleniyor. Bu durum, zamanla karakter yasaklamalarını ve dolayısıyla “geçerli karakter sertifikaları” gibi yeni düzenlemeleri gündeme getirebilir.
Yapay karakterlerin çoğalması, YZ sistemlerinin kontrolü ve etik kullanımı konusunda yeni sorunlar doğurabilecektir. Bu karakterler, özgün bilgi üretiminden uzaklaştıkça, toplumun gerçeklik algısını manipüle etme riskini artırma eğilimindedir.
Bilgi Sisteminin Geleceği YZ’nin toplumu dönüştürme hızı, sunduğu fırsatlar kadar riskleri de gözler önüne seriyor. Web sitelerinin gerilemesi, bilgi havuzunun daralması, yapay karakterlerin yükselişi, bilgi iletişim sistemini kırılgan bir hale getiriyor. Bu kısır döngüden çıkmak için, YZ’lerin özgün bilgi üretimine katkıda bulunacak şekilde geliştirilmesi, web tabanlı bilgi kaynaklarının korunması ve yapay karakterlerin etik kullanımı için düzenlemeler yapılması ihtiyacını doğuruyor. Aksi takdirde, toplumun bilgiye erişimi kolaylaşırken, zihinsel derinlik ve eleştirel düşünce kaybı kaçınılmaz hale gelebilir. YZ’nin sunduğu kolaylık, embesilleşmenin değil, gerçek bir aydınlanmanın aracı olmalıdır.