İnançsızlık doktor canı alıyor

Ateist, İslam-düşmanı zihniyetli kadroların hakimiyetindeki Tıp eğitimi’nden çıkan genç yaşta maddi sorunları bulunmayan en verimli çağlarındaki doktorlar intihar ediyorlar. Sadece dün, ikisi kadın üç genç doktor canına kıydı.

Ali Ulvi Altınsoy

Uyananinsan.com 28/9/2023

PKK ve vatana ihanet yanlısı görünüm veren, başkanının orduya akaraet eden terörist söylemi nedeniyle gözaltına alındığı Türk Tabipler Birliği’nin itiraf gibi açıklamalarında, sadece bir günde üç genç hekimimizin hayatlarına son verdikleri ortaya çıktı. Yapılan açıklamada Adana Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği’nde asistan hekim olarak görev yapan Dr. Rümeysa Keleş ve Adıyaman Toplum Sağlığı Merkezi’nde pratisyen hekim olarak görev yapan Dr. Eren Özkara’nın yaşamına son verdiği ifade edildi. Bunun ardından tıp örgütü, Mersin’de de adı açıklanmayan bir kadın hekimin intihar ettiğini paylaştı.

Sabah saatlerinde bir açıklama daha yapan TTB “aynı gün içinde Mersin’de de genç bir kadın hekimin yaşamına son verdiği bilgisine ulaştık. Meslektaşımızın ailesine, yakınlarına ve sağlık camiasına başsağlığı ve sabır diliyoruz.” dedi. Türk ordusunun PKK teröristlerine karşı kimyasal silah kullanımı yaptığı deli saçmasını iddia eden Şebnem Fincancı’nın başında olduğu Marxist-Leninist kadroların denetimindeki Türk Tabipler Birliği TTB, ölüm ve taziye mesajlarında “Allah’tan rahmet” dilememesiyle ünlü.

Kendi canına kıyan her üç genç doktor da işsizlik tehlikesi olmayan, geleceğe umutla bakması gereken insanlardı. Hasta değillerdi, bir engelleri, zorlukları yoktu. Ülkemizdeki milyonlarca kişiye göre gayet yeterli gelik kaynakları, uygun çalışma şartları vardı. Ancak Allah’ın yarattığı olağanüstü mucizevi yaşamın, her nefes almalarının  bir lütuf olduğunu unutacak şeytani bir inançsızlık döngüsü içine sokulmasalar canlarına kıymazlardı.

TTB her zamanki gibi üstü örtülü hükümeti suçladı

TTB’nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “Kaybettiğimiz meslektaşlarımızın ailelerine, yakınlarına ve sağlık camiasına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Hekimlik mesleğinin ve sağlık ortamının ekonomik kriz, güvencesizlik, yoğun ve güvensiz çalışma koşulları, idare baskısı, sağlıkta şiddet gibi birçok nedenle kıskaca alınmasını kabul etmiyoruz! Yaşamak ve yaşatmak için, emeğimizin hakkı için tüm meslektaşlarımızı mücadeleye çağırıyoruz!” ifadeleri yer aldı.

Tıp eğitimi, Türkiye’de ateist ve materyalist düşüncenin ilk belirdiği ve hala devam ettiği ortam. Türkiye’de Jön Türkler adı verilen din-dışı ve batılılaşma yanlısı kesim, ilk olarak günümüzdeki Richard Dawkins tarzı 19. yüzyılda popüler olan Ernst Heackel adlı Evrimci demagogun bugün bilimsel olarak komik düzeyde bulunan kitaplarının elden ele dağıtılmasıyla, “din yokmuş meğer” düşüncesinin yaygınlaşmasıyla başlamıştı. Tıp fakülteleri bunun ardından Türkiye’de ateizmin, materyalist ve evrimci zihniyetin kalesi olarak kaldılar.  Dindar ailelerin dahi çocukları fakültelerde alay edilen dini inançlarını zamanla yitirebiliyor ya da kültürel alana hapsedebililyorlar.

Toplum gözünde tabip kavramı zayıflıyor

Son dönemde

• görevleri insan hayatını kurtarmak olan doktorların bir bölümünün kendi hayatlarına bile değer vermemeleri,
• özellikle Yeni Taçlı Virüs COVID-19 salgınında bugün giderek haklılığı ortaya çıkan düşünceyle aşı yaptırmayan kesimleri Prof Dr Birgür Sönmez ya da Prof Dr Osman Müftüoğlu’nun “vatan hainliği” ve “hayvanlıkla” suçlamaları,
• artan sayıda genç doktorların Türk halkının vergileriyle edindikleri tıp eğitimini cebe atıp “bu ülke bana ne verdi ki” diyerek Avrupa’ya kapak atmaları,
• Prof Dr Bengi Başer gibilerin karşıt düşüncedeki vatandaşlara bilinçli biçimde öldürücü tedavi uygulanabileceğini ima etmeleri,
• doktorların ilaç şirketlerinden aldıkları destekler ve avantajlar doğrultusunda belirli ilaçlarda kota doldurmak için fazladan ilaç reçetesi yazmaları,
• özellikle yeni vakıf üniversitelerin bir bölümüne düşük puanla girip zayıf bir eğitim aldıktan sonra piyasada niteliksiz hizmet veren doktor ünvanlı kişilerin olması,
• Türk Tabipler Birliği’nin PKK ve diğer terör örgütleri yanlısı çıkışları, oplumun en saygın grubu olan tıp doktorlarının

halkın gözünden düşmesine neden olmakta.

Toplumun beklediği ise

• yetişmesi için milyonlarca liralık yatırım yapılan hekimlerin eğitiminde maneviyata değer verilmesi,
• evrimci materyalist zihniyetin tıp eğitimi ve tabip birliklerinde hakimiyetinin sona erdirilmesi,
• yeni mezun tıp öğrencilerin halkın vergileriyle elde ettikleri mesleklerini gidip Batı ülkelerinde peşkeş çekmemelerinin sağlanması,
• kendi canına kıyan değil insan hayatı kurtaran hekim profilinin yeniden yerleşmesi.

Umarız ülkemizin gözbebeği olan genç tabiplerimizin intihar ve vatansızlık cenderesinden kurtulmasını sağlayacak değişiklikler yaparız.

Geçim sorunu olmayan, toplumun en saygı gösterdiği bir yere sahip genç doktorlardan üçü daha dün intihar ederek canına kıyan sağlık çalışanları listesine eklendi.