İlk ABD başkanlık TV tartışmasını izleyen Cemil Ufuk Bakırçay seçimlere etkisini paylaşıyor.
28 Haziran 2024 Cemil Ufuk Bakırçay Uyananinsan.com
Washington saatiyle Perşembe saat 21.00 Ankara saatiyle Cuma 04.00’te başlayan ABD Başkanı Joe Biden ve önceki ABD başkanı Donald Trump arasında düzenlenen ülkedeki başkanlık seçimlerine yönelik iki adayın kendini gösterdiği televiyon tartışmasında Trump kesin bir galibiyet elde etti. Bu, siyasette bazı kararşarın alınmasına da yol açabilir.
81 yaşındaki Biden ve 78 yaşındaki Trump arasında 3 yaş fark olmasına rağmen, Biden’ın gizlenmesi çok zor olan zihinsel yavaşlığı nedeniyle bu fark ekranlarda 30 yaş gibi göründü. Pek çok Demokrat Parti stratejistinin ekrana çıkmaması için bir bahane uydurulmasını istediği ve sosyal medya kliplerinde sık paylaşılan ABD başkanı komik davranışlarının canlı yayında tekrarlanmasının tehlike oluşturacağı ifade edilmesine rağmen Biden ekibi yine de ekranlara çıkmayı kabul etmişti.
Amerika’nın Georgia eyaletindeki Coca Cola gibi dev firmaları ve dünyanın en işlek havaalanıyla ünlü Atlanta kentinde bulunan CNN genel merkezinde düzenlenen televizyon tartışmasında kurallar tamamen Biden ekibi tarafından belirlendi, süreler ve tartışma biçimi mevcut başkana elverişli hale getirildi. İki başkan birbirinin ellerini sıkmadan programa başladılar.
Trump “herkes beni seviyor”, “bütün polisler beni destekliyor”, “6 Ocak vakasının sorumluluğunu eski meclis başkanı Pelosi üstlendi” gibi iddialı ifadelerine Biden müdahale etmeye çalıştıysa da bir çatışmada hata yapacağı bilindiğinden daha önce ezberlediği hazır konuşmalara bağlı kaldı. Ancak ifade tarzı, yüz ifadesi, ses tonu dünyanın en güçlü ülkesini yöneten bir insana uygun değildi. Trump ise çok sayıda miting düzenlediğinden ve bu konuşmaları sık sık yinelediğinden kolay ve akıcı konuştu. Konuyu dönüp dolaştırıp halkın büyük rahasızlık duyduğu ülkeye son dört yılda giren 18 milyon yasadışı göçmene getirdi.
Sorular konusunda her iki taraf da kritik konulardan kaçmaya çalıştılar. Trump kendisine yöneltilen Filistin devletini tanıyıp tanımayacağı, seçimi kaybederse sonuçlarını kabul edip etmeyeceği, kürtaj konusunda ülke çapı yasaklamayı onaylayıp onaylamayacağı gibi hassas konularda net cevap vermedi.
Her iki başkan da birbirlerini tarihin en kötü ABD başkanı olmakla suçladı. Biden Trump’a fahişelere sus parası vermekten hüküm giydiğini belirtirken Trump bunun Biden’ın atadığı partizan savcılar ve hakimlerin siyasi kararları sonucu olduğunu belirtti.
Trump, Biden’ın çıkarlarına hizmet ettiği Çin’den para alan bir “Mançurya Adayı” olduğunu iddia etti. Mançurya Adayı terimi, bir Hollywood filminde Çin’in Kore savaşında esir aldığı bir Amerikalıyı gençliğinden itibaren yönlendirip ülkenin başkanı olacak konuma taşıması konulu filmin ardından 1962 yılında siyasi litaratüre geçmişti.
İki başkan fizikman ve zihinsel yeterliliklerini vurgulamak üzere birbirlerini golf sporunda başarısız olmakla bile suçladı. Biden önce 8 ceza puanı ardından 6 ceza puanı sahibi bir golfçü olduğunu iddia etti. Ortalama ceza puanı düşüklüğü golf becerisi göstergesi. Ancak Biden’ın kafası karşmaya başlayınca eski başkan “çocukçs davranma” dedi, mevcut başkan ise “sensin çocuk” diye cevap verdi.
Tartışmanın sonunda gelen en önemli noktalardan biri de 45. başkan Donald Trump, 46. başkan Biden’ın yönetiminde dünyanın bir 3. Dünya Savaşı’na daha fazla yaklaştığını vurguladı.
Son haftalarda Rusya Ukrayna savaşında Batı’nın kendi kuvvetlerini Ukrayna’da konuşlandırması ve roketlerinin Rusya’nın içini vurmasına izin vermesi sonucu NATO-Rusya savaşına bir adım daha yaklaşıldı. Böyle bir savaşın, önce taktik ardından stratejik nükleer silahların kullanılmasına gideceği herkesin açıkça görebildiği bir konu.
Bir nükleer savaşın çıkması ise Türkiye de dahil dünyadaki bütün ülkeler, toplumlar hatta insanlık için çok uzun süreli bir yıkım, kaos, katliam ve oluşacak yıllar sürecek nükleer kış sonucunda belki yokoluşa gidebilir. Hakan Fidan’ın da bu hafta ele aldığı bu hayati konunun öneminin önümüzdeki haftalarda giderek artacağını düşünüyor ve bunun gerçekleşmemesine dua ediyoruz.
Televizyon tartışmalarının seçimlerde önemli etkisi var. Türkiye’de son genel seçim televizyon tartışması 2002 yılında Erdoğan ve Baykal arasında gerçekleşmişti; 22 yıldır seçim tartışması yapılmıyor. ABD’de ise 1960 yılındaki ilk canlı tartışmadan bu yana her seçimde iki bazen 1992’deki gibi üç başkan adayı televizyona çıkıyor. Tartışmalar genelde başkanlar arasında 3 kez, başkan yardımcıları arasında 1 kez olmak üzere düzenleniyor. Son seçimlerde Taçlı Virüs pandemisi nedeniyle bunlardan biri iptal edilmişti.
Ekranın ABD seçimlerinde ağırlığı kesin biliniyor. 1960’ta Nixon’a karşı daha dezavantajlı görünen Kennedy, 1976’da “Doğu Avrupa Sovyet nüfuzu altında değil” diyen Ford’a karşı Carter, 1984’te yaşın bir sorun olup olmayacağı konusunda “rakibinin tecrübesizliğini onun aleyhine kullanmayacağı” sözü veren 80’lerine yaklaşmış Reagan, 1988’de Rum Ortodoks kökenli rakibi Dukakis’in “vatanseverliğini sorgulamadığını” söyleyen Baba Bush, 2012’de donanmada gemi sayılarının azalmasından yakınan Romney’e “süngü ve beygir sayıları da düştü” deyip bu işlerin Amiral Battı oyununa benzemediği sözleriyle çocuk mualmelesi yapan Obama, televizyon tartışmalarını lehine çevirerek seçimi kazanan adaylardı.
Biden’ın bu sabah törenlerdeki felaketler düzeyinde değilse de yine de çok kötü olarak nitelenen bir performans göstermesi, iş göremez izlenimi vermesi seçimlerde etki edecek. Şu anda zaten önde görünen Trump’ın kazanma ihtimali daha da arttı. Demokrat Parti içinden Biden’ın tasfiye edilmesi ve onun yerine psikopatça kahkahalarıyla ünlü Hindu kökenli başkan yardımcısı Harris, yıldızı parlatılan California eyaleti valisi Newsom ya da küreselcilerin desteklediği “erkek erkeğe evililk” yapmış sapık bakan Buttigieg‘in aday yapılması çağrıları daha televiyon tartışması biter bitmez başladı.
Buna rağmen Kuzeydoğu’daki köklü beyaz Anglo-Sakson Protestan aileler ve CIA merkezli geleneksel ABD derin devleti hala Trump’a karşı Biden’ın adaylığa devam etmesi, seçimlerin gerek hukuki, gerek gayrimeşru taktiklerle, gerek medya ve sosyal medyanın kullanımıyla, gerekse 2020’deki gibi sistematik sandık oyunlarıyla elde edilebileceğinden yana iyimser. Elitler, halkın ne düşündüğünün artık bu çağda önemi kalmadığını, dereyi geçerken at değiştirilmeyeceğini savunuyorlar.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.